Arek Ferahyan, Ekonomistler Platformu İcra Kurulu Üyesi

 

Değerli okurlar, bu ayki köşemde sizlere önceden fiyatlama anlaşmalarını (Advance Price Agreements) anlatmaya çalışacağım. Bu anlaşmalar, firmaların transfer fiyatlandırması bakımından karşılaşabileceği problemleri çözüme kavuşturmada bir araç olarak kullanılmaktadır. Öyle ki; bu anlaşmalar doğrultusunda firmalar işlemlerinde oluşabilecek belirsizlikleri kontrol edilebilir bir hale getirmenin yanı sıra, işlemlerin gerçekleşeceği zaman periyodu içinde transfer fiyatlaması için uygun ölçütlerde de oluşturabilirler. Bu ölçütler, OECD Çok Uluslu İşletmeler ve Vergi İdareleri İçin Transfer Fiyatlandırması Rehberi’nde “Kontrol altındaki işlemlerin transfer fiyatını tespiti amacıyla sabit bir dönem için, söz konusu işlemlerin uygulanmasında kullanılacak bir dizi ölçütü (yöntem, emsaller, düzeltmeler, kritik varsayımlar v.b.) belirlemektir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Ülkemizde ise peşin fiyatlandırma anlaşmaları uygulanabilirliği ile ilgili olarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe giren “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13’üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasında ve konuya ilişkin ayrıntılı açıklamaların yapıldığı 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Tebliğ’in ”6- Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile Anlaşma Usulü” bölümünde de yer alan hükümlere ilişkin olarak; vergi mevzuatımız iki ve çok taraflı anlaşmalar dâhil olmak üzere bazı ülkelerde uygulama alanı olmayan tek taraflı peşin fiyatlandırma anlaşmasına da izin vermektedir.

Türkiye’de firmalarımız ilişkili kişi ve/veya firmalarla yapılan işlemlerinde belirleyeceği fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntem konusunda kendi talepleri üzerine Maliye Bakanlığına başvurarak anlaşma yapma olanağına sahiptirler. Bu yöntem, üç yılı aşmamak üzere, anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dâhilinde kesinlik taşıyabilmektedir.

Firmaların iki taraflı veya çok taraflı peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin süreç, firmaların Maliye Bakanlığı’na yazılı başvurusu üzerine ile başlamaktadır. Maliye Bakanlığı’nın değerlendirmesi ve analiz sonucu aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi sonuçlanmaktadır.

Bu sistemin mükellefler açısından en büyük avantajı, belli bir süre için uygulanacak yöntemin kesinlik taşıması ve herhangi bir eleştiri – ceza riski olmadan plan yapabilme, önünü görebilme olanağı vermesidir. İdare açısından en büyük kolaylık ise; konunun başlangıçta belli bir anlaşma ile kesinleştirilmesi ve eleştiri sürecinden başlayarak yargı sürecine kadar taşınabilecek bir işlemin getirdiği zaman ve iş yükünden tasarruf edilmesidir.

Sonuç olarak, peşin fiyatlandırma anlaşmalarında, en fazla dikkat edilmesi gereken husus bu anlaşmalarda detayların büyük önem taşımasıdır. Öyle ki anlaşmalar içerisinde belirtilecek detaylar firmanın gelecek ile ilgili tahminlerine dayanması nedeniyle firmanın bulunduğu yerel ve küresel sektör ile ilgili bilgileri de içerecektir. Sizlere bu anlaşmaları düzenlerken özellikle dikkat etmenizi önereceğim husus; bazı ülkelerin diğer ilgili vergi otoritelerini dikkate almadan, tek taraflı önceden fiyatlama anlaşmaları yapabildiğidir. Bu durumda diğer vergi otoritelerinin de durumdan haberdar edilmesi yerinde olacaktır. Bunun nedeni çifte vergilendirme kaygıları olabileceği gibi yetki çatışması da olabilir.