Berna Ülkü, Ekonomistler Platformu Üyesi

 

İster  “yönetici” nin yönettiği bir firmada çalışan olun ister bir “patron” firmasında; her yönetimin ki buna köşedeki büfede dâhil olmak üzere,  kendine has bir dokusu vardır.  Örnekteki büfeyi ele alalım; müşteri memnuniyeti odaklı ise hizmetini bu doğrultuda sunacaktır. Bir tostu dahi sunarken alıcının damak ve göz zevkine önem vererek üretimini gerçekleştirecektir. Şirketlerdeki, CRM (Customer Relation Management) departmanlarının sundukları hizmet olan müşterinin ihtiyacına cevap vermek ve datasını tutmak adına, her gün aynı saatte gelen müşterisinin tostunu kepekli mi ya da yarım ekmek domatesli mi tercih ettiğinin bilgisini tutar. Kabaca tasvir edildiğinde, bu işlem veri düzeyinde yazılım ortamında olur ise adına CRM denmektedir. Örnek tam tersi olarak incelendiğinde, günün sonunda kasasına giren kuruşları sayarak ertesi güne kaç ekmek kaç kaşar alacağını hesaplıyorsa, rasyonel bir yönetim biçimiyle hareket ederek büfesini yönetmeyi tercih etmiştir.

Yukarıda bahsi geçen davranış biçimlerinin hepsi büfelerin sahip oldukları “kültür” ün bir parçasıdır.  Kültür’ ün Türk Dil Kurumu Sözlüğünde yer alan kelime anlamları aşağıdaki gibidir:

  1. Tarihi, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin,
  2. Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü,
  3. Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi,
  4. Bireyin kazandığı bilgi,
  5. Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme.

Şirket kültürü ise sorun çözme, iletişim biçimi, organizasyonda paylaşılan tutum davranışların bütünü, mantıksal ve duygusal özelliklerin tümüdür.   Şirket kültürü, güçlü ve zayıf şirket kültürü olarak ikiye ayrılır. Zayıf şirket kültürü genel değerlerin ve davranışların değişkenlik gösterdiği, belirginleşmediği kültür tipidir. Genelde kurum yaşı nispeten küçük olan, vizyon-misyon, değer ve hedefleri belli olmayan şirketlerde görülmektedir. Bir de bireylerarası ilişkilere göre şirket kültürü mevcuttur. Bu tarz güç kültürü çoğunlukla küçük işletmelerde görülen örgüt kültürüdür.

Bir kurumun buna büfede dahil en büyük sermayesi ve değer varlığı “İnsan” dır. Bir şirket çalışanı olarak ister yönetici ister alt pozisyonlarda çalışan bir birey olarak, içinde bulunduğunuz kurumun kültürü karşında bireysel itibarınız; Sizin şirket içinde ne kadar bilgiyi barındırdığınız, ne kadar söz sahibi olduğunuz, mesai sonrasında, mail trafiğinde isminizin BCC ya da CC de olması, bir problemle karşılaşıldığında danışılan merci olup olmadığınız, şirketin “Marka” değerine katkılarınızla bağlantılıdır. Sonunda şirkete sağlayacağınız katkı, organizasyona ne derece uyum sağladığınızda “Şirket Kültürü” nün ve Sizin sahip olduğunuz kültürün ne derece uyumlu olduğuyla birebir doğru orantılıdır. Söylemlerde kullanılan “Kültürsüz” değimi tamamıyla yanlış olmakla birlikte asıl kastedilmek istenen zayıf kültürlü olmaktır. Gerek bireyler gerekse şirketler için söz konusu olan durum paydaşlar tarafından benimsenirse istenen optimum sonuç yakalanmış olur. Unutulmaması gereken, her bireyin sahip olduğu kültüre uygun kurumun olduğudur. Neticede şirket kültürünü de oluşturan mihenk taşı “İnsan” dır.

Özetle; şirketteki itibarınız, Sahip olduğunuz kültür ile kurum kültürünün uyuşmasından ya da uyumsuzluğundan doğan bir yansımadır. Bir organizasyonun üyeleri tarafından paylaşılan değerler bütününün Siz de bir parçasıysanız yola uzun soluklu değer katarak devam edersiniz.