Düşünün ki evinize her akşam babanız çuval çuval parayla geliyor, fakat bu paranın nereden geldiğini sır gibi saklıyor. Bu paranın kaynağını sormadan bir güzel harcamakla, vicdan muhasebesini yapıp, bu paradan sakınmak kişilik meselesidir.

Türkiye’ye son 12 yıldır giderek artan miktarda kaynağı belirsiz döviz giriyor. Paranın nereden geldiği açıklanmıyor. Merkez Bankası’nın “ödemeler dengesi” tablosunda kayıt dışı para “net hata ve noksan” kalemi altında gösteriliyor.
Ancak, ekonomiyle biraz ilgisi olan herkes biliyor ki, bu kadar büyük paranın üzeri örtülerek geçiştirilmesi mümkün değil. O yüzden “net hata ve noksan” kaleminde artış varsa; kayıt dışı para girişi, azalış varsa; para çıkışı diye algılanıyor.

Son 12 yılda kaynağı belirsiz para hareketlerini tetikleyen Türkiye’nin iç politikasında yaşanan gelişmeler ve bölge ülkelerinde yaşanan istikrarsız siyasi atmosfer olarak görülebilir. Halen etkileri devam etmekte olan Arap Baharı bunun yanı sıra doğrudan sıcak çatışmalara dâhil olmayan diğer Arap ülkelerindeki tedirginlik, bölge ülkelerindeki paranın Türkiye’ye akmasını tetikliyor.

AK Parti’nin 2002 Kasım ayında katıldığı ilk seçimi kazanmasından sonra Türkiye’ye giren gizemli para miktarında patlama yaşandığı görülüyor. 2002 yılında Türkiye’den 758 milyon dolarlık çıkış olurken, 2003’te tam 4 milyar 489 milyon dolarlık giriş olmuş. 2004’te 838 milyon dolar, 2005’te 1 milyar 964 milyon dolarlık giriş olurken, 2006 yılında 228 milyon dolarlık çıkış yaşanmış.

2007 yılı Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığının da AK Parti’ye geçmesiyle birlikte, Hükümetin daha uzun yıllar Türkiye’yi yöneteceği beklentisi güçlendiği için para girişi hızlanmış.

2007 yılında 517 milyon dolar düzeyinde olan kaynağı belirsiz para girişi 2008 yılında yaklaşık 6 kat artarak 3 milyar dolara yükselmiş. 2009 yılında 2 milyar 879 milyon dolar, 2010 yılında 1 milyar 405 milyon dolar, 2011 yılında ise büyük bir patlamayla 9 milyar 433 milyon dolara ulaşıp rekor kırmış. 2012 yılında 1 milyar 235 milyon dolar, 2013 yılında 4 milyar dolar kayıt dışı para girişi olmuş. 2014 yılına geldiğimizde bu rakam 14 milyar dolar olmuştur.

2003-2015 yıllarını kapsayan 13 yıllık dönemde toplam 40 milyar dolara yakın kayıt dışı para girmiştir. 2016-Nisan ayında açıklanan verilere göre 3 milyar dolar para kayıt dişi olarak Türkiye’ye girmiştir. Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük kayıt dışı girişlerini ifade eden bu kadar büyük rakamlar “muhasebeleştirme hatası” olarak görüp “net hata ve noksan” diye geçiştirerek üstünü örtmeye çalışmak ne derece doğrudur?

13 yıllık dönemde katlanarak artan ve her geçen gün yeni rekorlar kıran kaynağı belirsiz para girişleri, Türkiye’yi uluslararası arenada töhmet altında bırakmaktadır. Başta İran olmak üzere, Suriye ve Körfez ülkelerinden geldiği iddia edilen paranın kaynağı devlet tarafından iyi araştırılmalıdır. Bu paranın kaynağına ilişkin ortaya çıkan ve çıkacak olan iddialara yanıt vermelidir.

Fakat Ana muhalefet partisinin vermiş olduğu soru önergeleri cevapsız kalıyor veya hükümet yetkililerince net cevaplanmıyor.

Cari açığın, kaynağı belirsiz para girişleriyle finansa edilmesi, hele ki bu rakamların kesinlikle açıklanmak zorunda olacak miktarda büyüklüğe sahip olması Türkiye ekonomisini ve uluslararası politikasını olumsuz etkileyecek bir etkendir.