Ekonomistler Platformu İstanbul Ekonomi Okulu’nda bu kez gazeteci Aslı Şafak ile birlikteydik. Kendisi ekonomi haberciliği ve güncel gelişmeler ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Türkiye’de Ekonomi haberciliği değil de ekonomi  yayıncılığı yapılmakta. Bu ikisi birbirinden çok farklı kavramlar ve bunları karıştırmamak gerekir. Türkiye’de en önemli ekonomi kuruluşları bile şuan da ekonomi haberciliği yapmıyorlar. Medyanın üzerine düşeni yapmasına izin verilmiyor. Dünyada neler olduğunu anlatacak bir medyamız maalesef yok, bunu ara yollardan derinlemesine inceleyerek takip etmek gerek.

En doğru şey soru sormakla ancak ve ancak doğru soruyu sormakla başlar. Ancak biz soru sormuyoruz. Doğru sonuçlara varmak için doğru soruları sormamız gerekiyor.  Doğru bilgiye ancak bu şekilde ulaşırız. Artık bilgi her yerde, insanların ulaşacağı birçok bilgi ağı var. Mesele doğru bilgiye nereden ulaşacağını bilmekten geçiyor.

Dünya’nın Kafası Borsa ve Finansta
Reel sektör üretimden çok finans ile uğraşıyor. Küçük ve orta boy şirketler üretimden çok finansal pozisyon alma derdinde. Teşvikler arttı diyoruz ama doğuya gidince görüyoruz ki halen yetersiz.  Herkes ucuza alıp pahalıya satmak istiyor. Aslında medyada da finans programları için talep var. Finans programları daha çok reyting alıyor daha çok reklam alıyor. Dünyanın kafası borsa ve finansta. Dünyayı yöneten fon şirketleri kıt kaynakların adil dağıtımı ile ilgilenmiyor. Bu da bazı insanlar inanılmaz kazançlar elde ederken, diğerlerinin açlık ve sefalet içinde hayatlarını sürdürmelerine neden oluyor. Bu önümüzdeki 50 yıl daha göz ardı edilecek gibi duruyor.

Türkiye ABD Merkez Bankasına bağımlı hale geldi. Bu tatlı paradan vazgeçilmesi kolay değil. Sadece Türkiye değil, gelişmekte olan bütün ülkeler FED’in ağzına bakıyor. Fed’in parasal genişlemeyi yavaşlatması bu ülkelere olumsuz yansıyacak. Son krizde Merkez bankasının siyaset tarafından kullanılması, krizin hissedilmesine neden oldu. Dolarda yukarı yönlü trend devam edecektir. TCMB ihaleleri bir yere kadar doların ateşini söndürebilir. Tüm dünyada Merkez Bankaları ekonomik propaganda aracı olarak kullanılıyor. İktidarlar artık MB’ler üzerinden krizlere çözüm üretmeye başladılar.

Teknoloji Hayatımızı Yönetiyor
Teknoloji artık hayatımızın her alanına entegre olmuş durumda. Para bile elektronikleşti. Bitcoin -elektronik para – bunun öncüsü ve bu korkunç bir şey. Teknolojik bilgi hayatımızı yönlendiriyor, ancak bu bilgiye ulaşılamaması halinde insanlar ya da devletler direkt oyun dışına itiliyor. Elektronik paranın konuşulduğu şu ortamda normale dönüşün pek de kolay olmayacağını düşünüyorum.

Medyalar bağımsız değil. Medyanın üzerine düşeni yapmasına izin verilmiyor. Çünkü medyalar işinde ehil olmayan zengin medya patronları tarafından yönetiliyor. Görsel ve basılı medya halen insanları bilgilendirme ve yönlendirmede en önemli araç konumunda. Ancak medyaların bağımsızlığı insanların yanlış bilgilendirilmesine yol açıyor.

Piyasalar Lider Değişimine Hazır Değil
Türkiye çok büyük bir ülke. En az Kuzey Afrika, hatta Asya kadar potansiyelimiz var. Ancak, Türkiye için en büyük risk genele bakıldığında barış süreci ve yeni anayasa fakat ekonomik alanda en büyük risk cari açık. Petrol ve doğalgazımız yok. İthalata dayalı üretim ise büyümemizin belini büküyor. Cari açık kanayan karnımız yine de bir süre daha sürdürülebilir bir halde. Ancak FED musluğu kısarsa o zaman büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Katma değeri yüksek, kalkınma yaratacak ürünler üreterek dışa bağımlılığımızı kırmalıyız. Bunun içinde teşvik ve kalkınma programlarına ihtiyacımız var. Karmaşık ürünler üretmeliyiz. Bu coğrafyada,  bu alanda 29 ülkeden 7., dünya da ise 47. sıradayız. Bunu daha da ileri taşımak zorundayız.

Dünya çok sabırsız bir yer haline geldi, vadeler kısaldı. Finans istikrara bakar, hangi partinin başta olduğuna ya da hangi görüşü savunduğuna değil.