Berna Ülkü, Ekonomistler Platformu Üyesi

Ekonomistler Platformundaki ilkyazımda; bu platformun kurulmasında ve yaşamasında emeği geçen herkesi tebrik eder, İnsan Kaynakları alanında gelişmemde ve ilerlememde emeği bulunan değerli mentörüm SnSerdarBayındır’ a teşekkürlerimi bir borç bilirim.

İK camiasının gündemini bir hayli meşgul eden bir konu olan “Sosyal Medya Hesapları” na değinmek istiyorum. Öncelikle şöyle bir gözden geçirelim son yirmi yılı; özgeçmiş bilgileri yerleşmiş değimiyle CV (curriculum vitae) ler faksla ya da elden başvuru yapılan firmaya ulaştırıldı. Her ne kadar bu dönemlere yaşım gereği bizzat şahit olmadıysam yakınlarımdan izlediklerimdir. 2000 lerin başında Kariyer.net’ in sahadaki ilk oyuncu olmasıyla birlikte portallarla tanışmış olduk. Bu yeni dönem gerek iş arayan gerekse de işe alan tarafından durumu son derece hızlandırdı ve aynı zamanda verimli hale getirdi.

Bugün ise firmalar işe alımları butik şekilde gerçekleştirerek danışman firmaları tercih etmekteler. Bir çok işe alım danışmanları araştırma yaptıkları, öz geçmiş bilgilerine ulaşmış oldukları adayların deklare ettikleri kağıt üzerindeki iz düşümlerinin yanı sıra sosyal medyadaki hesaplarını da gözden geçirmekteler. Elbette kişilerin gizlilik ayarlarında müsaade ettikleri kadarına ulaşılabilmektedir.

Blog’lar ile başlayan furyada kişilerin avatarlarını oluşturdukları seçenekler, internet dönemi popülerlik durumuna göre yön değiştirmekte. Bu şu demek; 1999 da blogging ile tanışırken, 2003 de Linkedin, 2004 de hikayesinin bir çok insana girişimcilik ilhamı verdiği Facebook, televizyon programlarında dahi sorularımızı ve düşüncelerimizi twit leyerek dile getirdiğimiz Twitter ve son olarak bunların tümünü aynı havuzda toplayabileceğimiz “About.me” . 

Yukarıda bahsi geçen tüm sosyal mecralar kişisel imajımızı temsil etmektedir. Bir başkasının adımıza hesap oluşturmasını ve şahsımızla ilgili geçebilecek her türlü yorumlara hakim olmak adına kişisel hesaplarımızın olması şarttır. Dikkat edilmesi gereken nokta paylaştıklarımızdan doğabilecek yorumlar ve duygu yüklü cevaplardır. Bundan On yıl önce ortaokul ve lise hayatımı kapsayan amatör ruhumuzla çıkarttığımız “Negatif Pozitif”  dergisinde yazmış olduğum bir yazıda internetin insan iletişimine aksi yönde etki ettiğinden yanaydı. O dönemler internet, çoğunlukla chatleşmek amacıyla kullanılıyordu.  Bu gün ise markalar, kurumlar, kişiler iletişim aracı olarak interneti kullanmaktalar. “Değişmeyen tek gerçek değişimdir” temeline sadık kalarak interneti ve sosyal hesaplarımızı doğru yönettiğimiz takdirde kendimizi anlatabilmenin bir aracı olarak kullanabildiğimizdir. Geçtiğimiz günlerde Amerika’ da bir çift boşanma davasında aleyhlerinde beyan ettiklerinin ispatı olarak, mahkeme kişilerin sosyal medya hesap şifrelerini talep etmiş ve bir kanıt olarak değerlendirmiştir. Başka bir örnekte ise sağlık raporu alarak işten izin alan kişi, biri tarafından taglenerek tatilde olduğu ortaya çıkmış ve işten uzaklaştırılmıştır.

Özetle; hesaplarınızı oluşturun, gizlilik ayarlarını kontrol edin, nasıl ve ne kadar tanınmak istiyorsanız o kadarını paylaşın ama samimi olmaktan uzaklaşmayın. Yazmış olduklarım; bugüne kadar edindiğim deneyim, duyum ve okuduklarımdan bir derlemedir.