Arek Ferahyan, Ekonomistler Platformu İcra Kurulu Üyesi

 

 

 

 

 

Değerli okurlar sizlere bu bölümde bu ay bültenimizin içerisinde incelediğimiz son dönemde yükselen döviz kurlarının ekonomi üzerindeki etkileri konu başlığı altında vergi penceresinden bakarak yüksek döviz kurlarının ihracata etkilerini genel bilgi düzeyinde İhraç Kayıtlı satışların ve Dahilde İşleme İzin Belgesi yapılarına ilişkin bilgileri sunmaya çalışacağım. Son dönemde Merkez Bankası’nın müdahaleleriyle yeni bir döviz politikası belirlediğimiz görülmektedir. Bu politikanın yüksek kur/düşük faiz şeklindeki bir ekonomi kuramı olduğu ve bu doğrultuda ülke ekonomimizin gelişme ve kalkınma hızını artırabilmek için ihracatı ve üretimi desteklemek yada uluslararası ticarette rol etkinliğini artırmak adına atılan bir adım olarak yorumlanabilir. İlerleyen dönemlerde bu politikanın ekonomi politikasında tartışmasız en temel taşı olan verimlilik üzerindeki etkilerini takip etmemizde fayda olacağı kanaatindeyim.

İhraç Kayıtlı teslimler; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu 11. maddesine (c) bendi doğrultusunda ihracatçı mükelleflerin ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisini ihracatçı mükellefler tarafından imalatçılara ödenmemektedir. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olmaktadır. İhracata konu olan malların, ihracatçı mükelleflere teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olmaktadır. Bu noktada doğrudan yurt dışı ihracat ile ihraç kayıtlı satışlar arasındaki en önemli farklılığın; ihraç kayıtlı teslimlerde imalatçı satış faturasına göre hesaplanan KDV’ nin iade konusu yapılabilmesi iken, doğrudan yurt dışı ihracat satışlarında imal edilen malların üretiminde kullanılan girdi mallarının KDV’sinin hesaplama yöntemlerinin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak ihraç kayıt satışlarının, doğrudan yurtdışı ihracat satışlar ile karşılaştırıldığında iade işlemlerindeki hesaplama yöntemleri ve prosedür yönünden avantajlı ve basit bir döviz kazandırıcı bir yurtdışı mal ve/veya hizmet teslimi yöntemi olduğunu belirtebilirim.

Dahilde İşlem İzin Belgesi kapsamında KDV’de tecil ve terkin uygulamaları; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu Geçici 17. Maddesinde dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak yurt dışından getirilen ham ve yardımcı maddelerin (6111 Sayılı Kanunla değiştirilen ibare Yürürlük; 25.02.2011, Geçerlilik; 31/12/2010)(5838 sayılı kanunla değişen ibare) 31/12/2015 tarihine kadar tesliminde Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu doğrultuda yurtdışına ihraç edilen malların üretiminde kullanılan girdilerin ithalindeki gümrük vergisi ile diğer mali yükümlülükler teminat karşılığı ertelenerek, ihraç edilecek malların girdi maliyetleri azaltılmaktadır. Öte taraftan ihracat taahhüdünü yerine getirecek olan mükelleflerin dahilde işleme izin belgesi ile ithalatta kota ve gözetim önlemlerinden muafiyet, ödenmiş vergilerin geri alınması ve ihracata sağlanan teşvikli kredilerden faydalanırken BSMV, DV ve Harçlar Kanunu’ndan istisna olması vs gibi sahip olabileceği avantajlardan bahsedebiliriz.

Son olarak yukarıda kısaca genel bilgiler sınırında tutuğum ve derinlemesine bir inceleme yapmadan ve genelleme yaparak bir değerleme yaptığımızda; gerek DİİB ve İhraç kayıtlı satışlarında yüksek döviz kurlarının yurtdışına mal veya hizmet teslimi gerçekleştiren mükellefler için gelir artırıcı bir unsur olarak karşımıza çıktığını belirtebilirim. İlerleyen dönemlerde küresel ekonomideki gelişmelerin bu değerlendirmeyi olumlu veya olumsuz yönde yön verebileceğini de hatırlatmak isterim.