Evet, özellikle finansman sıkıntısı çeken esnaf ve KOBİ’lerimiz ödeyemediği prim ve vergi borçlarını yeniden yapılandırılması olmak üzere çok sayıda vergi düzenlemesini içeren 10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun, 11.09.2014 tarih ve 29116 mükerrer sayılı yayımlanan resmi gazete ile hayatımıza girdi.

Bu yazı serisini iki başlık halinde ele almayı hedefledim. Öncelikle, kasa hesabı ve ortaklardan alacaklarla ilgili kayıt ve muhasebe düzeltmelerine ve sonrasında kesinleşmiş vergi ve sigorta primi borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükümlerden bahsedeceğim.

İlgili Kanun’un, bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31.12.2013 tarihi itibariyle düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutlarını ve ortaklardan alacaklar hesabını 74’üncü maddesi ile düzeltme olanağı getirilmiştir.

Esasen, matematiksel olarak açıklanılabilen parasal kavramlar nedense ülkemizdeki işletmeler (özellikle esnaf ve KOBİ) ve ortakları arasında açıklanması güç bir hal almaya başlamıştır. Bu durum, belki ekonomik olarak ayakta kalabilme içgüdüsünden, belki de ihtiyatlı ve programlı olarak yaşamlarına devam edememelerinden kaynaklanıyor. Sebebi her ne olursa olsun sonucu açısından, yeniden 2010 yılında çıkan 6111 sayılı Kanun gibi gerçek bir af kanunu olmasa da bu kanunda tabiattı gereği iş görür niteliktedir.

Kısaca, bu kanunda belli şartlara sahip olmak gerekiyor, (bir) bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefi olmak, (iki) 31 Aralık 2013 tarihi itibarıyla bilançosunda görülmesi gerekecek, (üç) tabii kasa mevcutlarında bir tutarın ve/veya ortaklarından alacaklı veya borçlu durumda olması… Bu şartlara sahip olan mükellefler, durumunda kasa mevcutlarını veya ortaklardan net alacak tutarlarının, Aralık ayının sonuna kadar vergi dairelerine beyan edecek ve üzerinden % 3 oranında vergi hesaplayarak kayıtlarını düzeltebilecek.

Ancak yasal düzenlemeye göre, aşağıdaki hususlara özellikle dikkat etmekte fayda var,

  • Kapsama giren net tutarın 31 Aralık 2014 tarihine kadar vergi dairesine beyan etmek,
  • Beyan edilen tutar üzerinden % 3 oranında hesaplanacak vergiyi 31 Aralık 2014 tarihine kadar ödemek,
  • Beyan edilen ve ödenen vergiler gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilemez,
  • Beyan edilen ve ödenen vergiler kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamaz.

Sonuç olarak, ülkemizde artık bir tüccarın en kolay finansman ihtiyacının en az maliyet ile temin etme yöntemi olarak vergi yükümlülüğünü minimize veya yerine getirmemeye gayret ettiğini görüyoruz. Bu kanun sayesinde bu tüccarın kar payı dağıtımı ve düzeltme işlemleri karşılaştırıldığında % 12 oranında daha az vergisel imkân sağladığını görmekteyiz. Ayrıca bu tüccar ilerideki dönemlerde vergi incelemesine girmesi halinde bu düzeltme kayıtları üzerinden herhangi bir tarhiyata muhatap olmayacaktır. Büyükler her zaman af eder, bu kanunu değerlendirmekte fayda var.

Arek Ferahyan, 19.09.2014

Ekonomistler Platformu Başkan Yardımcısı