Ekonomistler Platformu, TÜİK tarafından açıklanan Sanayi Üretim Endeksi Verisine İlişkin Bir Bilgi Notu Yayınladı.

 08.10.2013, İSTANBUL – Ekonomistler Platformu, TÜİK tarafından bugün açıklanan Ağustos ayı Sanayi Üretim Endeksi rakamlarının ardından bir bilgi notu hazırladı ve açıklama yaptı. Hazırlanan bilgi notunda rakamların son dönemde sıkça vurgulanan “olası bir ekonomik kriz”e karşı Türkiye’nin imalat sanayisinde daha da savunmasız bir hale geldiği ifade edildi.

 Raporda şu noktalara yer verildi:

“FED’in politikaları ile başlayan sıkıntılı süreç, ABD’deki borç tavanı kriziyle birleşince, gelişmekte olan piyasaları rahatsız ediyor. Bu sürecin etkileri her geçen gün açıklanan verilerle de sabitleniyor. TÜFE’de beklentilerin üzerinde artış yaşanması, Ağustos 2013 Dış Ticaret rakamları sonrası cari açığın yıllık bazda 60 milyar dolar seviyesine tırmanmış olması ve Türkiye CDS’lerin yukarı yönlü trendi gelecekte sıkıntılı bir sürece girebileceğimizin habercisi konumundadır. Sanayi Üretim Endeksinde Ağustos Ayında yaşanan %4’lük bu şok düşüşün de, üçüncü çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin beklentileri de daha olumsuz bir noktaya taşıyacağı gerçeği ile karşı karşıyayız”

FED’in Etkileri Hissediliyor

Bilgi notunu yorumlayan Ekonomistler Platformu Başkan Yardımcısı Hakan Aktaş “FED’in yarattığı beklenti ve uygulamadaki kararları arasındaki tutarsızlık bizim gibi gelişmekte olan ülkelere en azından bir miktar daha kendimize çeki düzen vermemiz için süre tanıdı. Bu süreçte en fazla dikkat edilmesi gereken konu ise üretimi yani imalat sanayi ayakta tutabilmektir. Ancak bugün açıklanan rakamlardan anladığımız, küresel bir olası şoka karşı her geçen gün Türkiye sanayisinin savunmasız bir hale geldiği Bu tablo, aslında ithalatın körüklendiğini ve cari açığı arttırıcı yönde etkilendiğini gösteren bir tablodur ve bir ay sonraki dış ticaret istatistikleri ile beraber detaylı bir şekilde değerlendirmelidir. Ekonomi politikası yapıcıların, bütün bu dinamikleri dikkate alarak Türkiye’de reel sektöre öncelikle kısa vadede krize karşı önlem alabilecek imkanları sağlaması, uzun vadede ise reel ekonominin rekabetçiliğini arttıracak yapısal reformları gündeme getirmelidir.

Bu raporu Eylül ayı için yayınlanan ÜFE ve TÜFE endeksleri ile karşılaştırdığımızda; mevcut üretimi %4 orandan azaltacak etkenlerin gözükmediğini, tüketimde ciddi bir değişimin olmadığını, ayrıca üretimin azalma eğilimini bir denklemde ortaya koyarsak eşitliğin diğer tarafında da ne yazık ki artan ithalat ve azalan ihracat olduğunu görüyoruz.”

Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi:

Caner Otrakçı

Ekonomistler Platformu Araştırma Asistanı

caner.otrakci@ekonomistler.org.tr