Ahmet Can, Ekonomistler Platformu Genel Sekreteri

 

Türkiye’de sosyal hayatın en güçlü yapısı olan aile, toplumumuzda bireylerin hayatlarında her zaman öncelikli bir yere sahip olan kurumdur. Bu kurum içerisinde öğrenilen davranışlar bireylerin kişilik ve gelişimini önemli ölçüde etkiler. Özellikle bireyler yaşamlarının hemen her alanında ailenin diğer fertleriyle etkileşim halindedirler.  Ekonomik yaşamımızın girişimci aktörlerinin önemli bir kısmı da aile etkileşiminin sonucuyla aile üyelerini mevcut girişimlerinin içine dâhil ederek aile şirketlerini oluştururlar. Günümüzde ise aile şirketlerinin önemli sorunu kurumsallaşamamadır. Sadece kurumsallaşamamaları yüzünden bir sonraki nesle geçip devam edemeyen aile şirketlerinin oranı %90’lar civarındadır. Bizde Türkiye Ekonomisinde etkili bir rol oynayan bu kurumlara ve onların sorunlarına daha fazla değinmek istedik ilk olarak aile şirketlerini oluşturan asıl aktörleri incelemeye karar verdik.

Aile şirketlerinin oluşturan aile bireyleri,  söz konusu şirketlerin üretimden yatırıma, büyümeden kurumsallaşmaya kadar tüm stratejik kararlarda ortak ve eşit şekilde söz sahibi olmak istemektedirler. Gerçek hayattaki uygulamalarına baktığımızda ise ailedeki hiyerarşik yapının aynı ailenin ekonomik hayattaki davranışlarında da sürdüğünü görebiliyoruz. Baba ya da en büyük abi, ablanın yönetim kurulu başkanı olduğu firmalar bunun en güzel örnekleridir.

Ailenin en büyüğünün genelde şirket stratejik kararlarının alınma sürecinde etki gücü çok yüksektir. Öyle ki kendisinin uzmanlık alanı olup olmadığına bakılmaksızın gerektiğinde firmanın tüm karar mercilerinde son söz sahibi olabilirler. Tabi bu durum diğer aile fertleri tarafından çok sorgulanmasa da zamanla ailenin diğer üyelerinin yönetim kararlarında aktif rol alma isteği karşılıklı çatışmaları başlatacaktır. Karar ve risk alma sürecinde kendi bilgisine ve deneyimine başvurulmadan atılan her adım yönetim kurulunun başkanı ve aile reisinin diğer aile fertleriyle arasının açılmasına ve şirket yönetiminde tek başlılıktan çok başlılığa doğru bir yönelme başlayacaktır.

Aile şirketlerinde kurumsallaşma,  bir hiyerarşik düzen içerisinde ve görev ve yetkileri yönetim kurulunun oluşturduğu iş yönetmelikleriyle belirlenmiş, ilgili departmanlarda konusunda uzman çalışanların iş akışlarını ve karar alma süreçlerini bağımsız olarak uygulayabilmesi ve nihayetinde demokratik bir yönetim kurulunun idaresi ile başarıya doğru hızla adım atacaktır. Ancak yukarıda bahsettiğim aile şirketindeki demokratik sıkıntı, kurumsallaşmanın en önemli ayağını sekteye uğratacaktır. Tabi bu duruma başka sorunları da beraberinde getirecektir. Bunlar;

1-     Yönetim kurulunun üyeleri içerisindeki kargaşanın, firma için alınacak kararların süresini uzatması ve bu kararların sağlıklı alınamaması

2-      Yönetim kurulunda daha fazla söz sahibi olmak isteyen ailenin diğer fertlerinin firma içerisinde kendi görüş ve önerilerini benimseyen çalışanlarla ayrı bir yönetim anlayışına doğru yönelmesi. (şirket içi yönetimsel kamplaşma)

3-      Firmanın genel müdür ve müdür pozisyonundaki çalışanlarının bağımsız hareket edememekten dolayı iş tatminsizliği yaşaması

4-      Firma içi yaşanan yönetim çekişmesinin, asıl amacı kar etme olan firmayı mali açıdan güçsüz bırakması ve piyasadaki rekabet koşullarının gerisinde kalmasına sebep olması.

Yukarıda saydığımız tüm bu olumsuz gelişmeler, aile şirketlerinin kurumsallaşma yolunda kendi aralarında çekişmeleri sonucu oluşacaktır. Aile şirketlerini kurumsallaşmadan uzaklaştıracak daha birçok neden bulunmaktadır. Önümüzdeki yazılarımızda o nedenler üzerinde duracağız.

Sağlıcakla kalın.

 

 

Türkiye’nin en iyi cialis satış sitesi.En uygun fiyatlara alabileceğiniz maxman ürünleri tek tıkla sahip olun.Geciktirici etkisi ile efsane olan stag sprey kullanabilirsiniz.En etkili bayan azdırıcı ürünlerini bulabilirsiniz.