OVP Değerlendirmesi

2015 – 2017 Orta Vadeli Planı 08 Ekim saat 11:00’de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklandı. 2014 yılı için büyüme beklentisi yüzde 3,3’e revize edildi. 2012 yılının sonlarında açıklanan 2014 büyüme tahmini %4,3 olarak belirlenmişken, 2013 yılında açıklanan 2014 – 2016 OVP tahminlerinde bu rakam %4,0’a revize edilmişti. Özellikle dünya ticaretindeki büyüme hızının hala 2008’deki seviyelerin altında seyretmesi (IMF raporunda 2014 yılında yüzde 3,8, 2015 yılında ise yüzde 3,5 tahmin ediliyor.) dünya da büyüme hızında ciddi bir düşüşe neden olmakta. Uluslararası Para Fonu IMF’de geçtiğimiz günlerde küresel ekonomide büyüme tahminini yüzde 3,7’den yüzde 3,4’e revize etmişti. Gerek küresel anlamda büyüme rakamlarının aşağı revize edilmesi, gerekse bölgesel risklerin oluşturduğu sorunlar, 2015 – 2017 OVP rakamlarında büyümenin 2014 yıl sonunda yüzde 4,0’dan yüzde 3,3’e revize edilmesine neden oldu. Bu rakam 2014’ün ilk 6 ayına bakıldığında da gerçekleşen büyüme ile de uyumlu bir halde.

2014 Büyüme Tahminleri
Gösterge OVP 2013-2015 OVP 2014- 2016 OVP 2015-2017 2014
Güncel
Büyüme 4,3 4,0 3,3 3,3 (İlk 6 ay)

Büyüme tahminlerine bakıldığında 2015 yılında yüzde 4, 2016 ve 2017 yılında ise yüzde 5’lik bir büyüme hedefleniyor. Türkiye gibi 76 Milyon’un üzerinde nüfusa sahip bir ekonomi de, 2014 büyüme tahmininin %3,3’e düşürülmesi ve yakalanması halinde bunun bir başarı öyküsü olarak sunulacak olması, kendimizi avutmanın ötesine geçmez. Türkiye potansiyelinde olan bir ülkenin yüzde 5 – 6’nın altında büyüme oranı yakalaması başarısızlık olarak değerlendirilebilir. Son 12 yıla bakıldığında, Türkiye yüzde 5,1’lik bir büyüme oranına sahip. Yine aynı dönemde BRIC ülkeleri olarak tabir edilen Brezilya yüzde 3,4, Çin yüzde 10,1, Hindistan yüzde 7,2 ve Rusya yüzde 4,4’lük bir büyüme ortalaması yakalamış durumda. Türkiye; 2014 yılının ilk yarısında, 2015 – 2017 OVP hedeflerinde de 2014 yıl sonu için belirlenen yüzde 3,3’lük büyüme rakamını yakalayabilmiş konumda.

Büyüme
2002
03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 Ort
13
Brezilya 2,7 1,1 5,7 3,2 4,0 6,1 5,2 -0,3 7,5 2,7 1,0    2,5 3,4
Çin 9,1 10,0 10,1 11,3 12,7 14,2 9,6 9,2 10,4 9,2 7,7    7,7 10,1
Hindistan 4,6 6,9 7,6 9,0 9,5 10,0 6,9 5,9 10,1 6,8 4,7      5,0 7,2
Rusya 4,7 7,3 7,2 6,4 8,2 8,5 5,2 -7,8 4,3 4,3 3,4    1,3 4,4
Türkiye 6,2 5,3 9,4 8,4 6,9 4,7 0,7 -4,7 9,2 8,5 3,0    4,1 5,1

Türkiye Ekonomisi 1923 – 2002 yılları arasında yaklaşık olarak ortalama %4,9’luk bir büyüme oranı yakalamış, 2002 – 2013 yılları arasında ise bu ivmesini bir miktar arttırarak %5,1’lik ortalama gelişme hızına ulaşmıştı. Cumhuriyet tarihi ortalama büyüme rakamı olan %5’lik büyüme geçmiş OVP’lerde de ana hedef olarak belirlenmiş ve tahminler bu yönde yapılmıştı. 2014 yılına gelindiğinde büyüme tahmininin %3,3’e revize edilmesi, 2023 hedeflerinin de ne kadar uzağında kalabileceğimizin bir göstergesi konumunda. Bilindiği gibi 2023 yılında Türkiye; 2 Trilyon Dolarlık bir ekonomik büyüklükle, Dünya’nın en büyük 10. Ekonomisi olma hedefiyle yönetiliyor. Ancak 2013 yılında Türkiye 821 Milyar Dolarlık bir ekonomik büyüklük ile dünyanın en büyük ekonomileri içerisinde, 17. sırada bulunuyor. 1923 – 2013 yılları arasında ortalama büyüme olan yüzde 5’in 2023’e kadar sürdürülmesi GSYH’nın 2023’de 1.3 Trilyon Dolar’a ulaşmasını sağlayabilir. Eğer Türkiye bu 10 yıllık sürede 2 Trilyon Dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmak istiyorsa ortalama olarak %10’luk bir büyüme yakalaması gerekiyor (Rakamlar enflasyon etkisinden arındırılmış durumda. Zira TL’nin bu dönemde aşırı değer kazanması GSYH’nin TL cinsinden hesaplanıp daha sonra Dolar’a çevrilmesi nedeniyle daha düşük bir artış ortalamasıyla da yakalanabilir.)

2015 – 2017 OVP’na bakıldığında ise büyüme rakamlarının 2014’te yüzde 3,3 olmak üzere sırasıyla 2015 için yüzde 4, 2016 ve 2017 içinse yüzde 5 olduğunu görüyoruz. Dört yıllık projeksiyonda büyüme ortalamamız yüzde 4,3 ile 2023 hedeflerinde belirlenen 2 trilyon dolara ulaşmamız için gerekli yüzde 10’luk ortalama büyüme rakamı bir kenara, Cumhuriyet tarihi büyüme ortalamamız olan yüzde 5’in dahi altında bulunuyor. Geçtiğimiz hafta bu rakamlara paralel, Fitch de Türkiye’nin 2014 büyüme tahminini yüzde 2,7 olarak açıklamıştı.

Türkiye ekonomisi 2008 yılından itibaren politika eksiklikleri temelli sıkıntılar yaşıyor. 2001 krizinin etkilerinin giderilmesi için takip edilen IMF programlarının 2008 yılında sona ermesi ve ardından çıkan küresel kriz Türkiye’de kırılganlığı arttırarak zayıf bir büyüme performansı, hedeflerin bazen 2 katından bile fazla gelen enflasyon, yüksek cari açık ve buna bağlı dış finansman ihtiyacı ve çift hanelere yeniden ulaşan işsizlik rakamları ile karşı karşıya. Bunların yanında bölgemizde tansiyon her geçen gün artmakta. Dolar/TL’de bu tansiyondan nasibini alarak 2.30 seviyelerini test etmekte. ABD’de FED’in faizleri arttırma beklentisi her geçen gün artıyor. Kısacası tekne yavaş yavaş dibe batıyor.

Enflasyon Cari Açığı Geride Bıraktı

2015 – 2017 OVP’sine bakıldığında, programın öncelikli hedefinin, ilk kez Enflasyonla mücadele olduğu göze çarpmakta. Geçtiğimiz planlardan farklı olarak Dolar kuru etkisiyle cari açıkta yaşanan kısmi gerileme hükumetin öncelikli odak noktasını enflasyona çevirmekte. Ancak burada da temel sorunlar var. Zira OVP’lerin tarihine bakıldığında özellikle son 5 yılda hükumetin tahminler konusunda en başarısız olduğu kalem enflasyon.

2013 2014
Gösterge OVP 2013-2015 OVP 2014- 2016 2013
Gerçekleşen
OVP 2013-2015 OVP 2014- 2016 OVP 2015 -2017        2014
     Gerçekleşen
Enflasyon 5,3 6,8    7,4        5,0 5,3 9,4 9,54(Eylül)

2013 yılı enflasyonu için 2013 – 2015 OVP planında belirlenen ilk oran yüzde 5,3’tü. Ancak daha sonra hükümet 2014 – 2016 Orta Vadeli planında bu oranı yüzde 6,8’e revize etmişti. Yüzde 28’lik revize dahi bu hedefi tutturmaya yeterli olmamış ve enflasyon 2013 yıl sonunda yüzde 7,4 ile 2013 – 2015 OVP tahminlerinin yüzde 40 üzerinde gerçekleşmişti. 2014 yılına gelindiğinde yola yüzde 5’lik enflasyon hedefi ile çıkan ekonomi yönetimi geçen yıl Ekim ayında yayınlanan 2014 – 2016 OVP ile hedefi yüzde 5,3’e revize ederken, 2015 – 2017 Orta Vadeli planında enflasyon hedefi yıl sonu için yüzde 9,4 olarak belirlendi. Eylül ayı itibariyle 2014 Enflasyon rakamı yüzde 9,54 ile yola çıkılan hedefin yüzde 90 üzerinde seyrediyor.

Gösterge 2014 2015 2016 2017
TÜFE (%) 9,4 6,3 5,0 5,0

Enflasyon hedefini OVP’nin ilk sırasına koyan ekonomi yönetimi, 2014 yılında yüzde 9,4, 2015 yılında yüzde 6,3, 2016 ve 2017 yıllarında ise yüzde 5’lik enflasyon hedefliyor. Ancak bu hedeflere 2016’dan önce ulaşılamayacağı ortada. Türkiye gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında enflasyon ve cari denge konusunda en kötü durumda bulunuyor.

Özetlemek gerekirse, Türkiye’de iktisadi sorunların kaynağının çözülebilmesi kalıcı reformlara bağlıdır. Tasarruf oranları yüzde 15’in, kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 30’un, toplam istihdam oranı yüzde 50’nin, kayıtlı istihdam oranı yüzde 65’in altında olan hiçbir ekonomi özellikle etkin olmayan bir sosyal güvenlik sistemi ve başta enerji olmak üzere üretim yapabilmek için dışa bu denli bağımlılıkla istediği hedeflere ulaşamaz. Mevcut durumu daha parlak göstermek için bugüne kadar yapılmış geçici düzenleme ve reformların sonuna gelmiş durumdayız. Artık halının altı daha fazla toz almıyor. Hedeflere ulaşmanın ise tek bir yolu var. Eğitimden yargıya, spordan siyasete, ekonomiden sosyal hayata dair, her türlü soruna karşı verimli çalışabilecek, uzun vadeli yapısal reformlardan geçiyor. Bu tür yapısal reformlar etkin bir hükümet ve çalışma programıyla hayata geçirilebilir. Önemli olan ise bunları uygulayabilecek yürekte politikacılardır.