Ekonominin Nabzı – 1: Cari İşlemler Açığı
Ekonomistler Platformu, Türkiye ekonomisinin en önemli problemi ile ilgili İSO ilk 1000 firmaya görüşlerini sordu. Aksoy Araştırma ve Bloomberg HT’nin katkılarıyla gerçekleştirilen araştırmada ilginç sonuçlar çıktı.
Raporun tamamına ulaşmak için buraya tıklayınız.
– İlk 1000 firma içerisinde yer alan firmaların yüzde86,67`si ihracat yaptığını belirtmiştir. Bu durumda Türkiye`de yer alan firmaların çok büyük bir kısmının az ya da çok uluslararası pazara entegre olduğu sonucunu çıkarabiliriz.
– Dahilde işleme rejimi kapsamında üretim yapan firmaların oranı yüzde 58,33 iken üretimde ithal girdi kullananların oranı yüzde 88,33 olarak görünmekte. Dahilde işleme rejiminin ihracatının ithalata olan bağımlılığını artırdığını düşünenlerin oranı yüzde 60,83 olarak görünmektedir. Bu durumda Türkiye`nin ihracatının ithalata bağlı olduğu tezi tamamen haklı çıkmaktadır.
– Firmaların yüzde 65,83`ü AR- GE çalışmalarına yer vermektedir. Geçmiş yıllara göre AR-GE`ye ayrılan payın artması firmaların üretimde dışa olan bağlılığını azaltmak için yapılan bir çalışmadır. Devletin AR-GE`ye var olan desteklerinin artması da firmaların AR-GE çalışmalarına ayırdığı bütçelerin artmasına sebep olacaktır.
– Cari işlemler açığının yüksek olmasını bir risk olarak görenlerin oranı yüzde 81,6 iken kriz habercisi olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 55 seviyesindedir. Firmaların bir kısmı cari açığı bir risk olarak görmekte ancak krize sebep olacağını düşünmemektedir.
– Cari işlemler açığının sürdürülebilir olduğu düşünülmekle birlikte, hükümeti cari işlemler açığını yönetme konusunda başarılı bulanların oranı bir hayli düşük kalmaktadır.
– Cari işlemler açığının sürekli artmasının TL`nin değerini düşüreceğini düşünenlerin oranı yüzde 72,50 olarak görünmektedir. Bu durumun ihracatçılara çok büyük faydalar sağlayacağını düşünmemekteyim. Çünkü burada ihracat yapısının ithalata bağımlı olduğu ve hangi yönde olursa olsun ani kur değişimlerinin ihracatçıya zarar verdiği unutulmamalıdır.
– Geçmişte yaşanan deneyimlerden olsa gerek üretici firmaların yüzde 50`sinden fazlası hala döviz cinsinden borçlanmayı tercih etmemektedir.
– Üretici firmaların yüzde 71,67`si TL`nin hala yabancı para birimleri karşısında değerli olduğunu düşünmektedir. Politika olarak ise TL`nin değer kaybetmesini isteyenlerin oranı ise yüzde 45,84 olarak gerçeklemiştir. PPK`nın uyguladığı politikalara kısmen destek verildiği sonucuna ulaşabiliriz. Ayrıca para politikalarında faizlerin yükseltilmesi ve tüketim harcamalarının azaltılmasını isteyenlerin oranı da yüzde 45 seviyesindedir.
– Yerli malı kullanılmasına ilişkin genelge yüzde 81,67 oranında üreticilerden destek görmüştür. Burada verilen cevapların milli duygularla verilmiş cevaplar olmasının yanında, üreticilerimizin küresel krizin etkisi içinde olan pazarlara alternatif olarak iç pazarın kuvvetlendirilmesi ve yerli ürünlere olan talebin artması yönünde bir isteği olarak da algılanabilir. Yerli malı genelgesinin, ithalatı azaltacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 66,67`dir.
– Geliri düşük halkın ve küçük firmaların yanında, üretimdeki ilk 1000 firma içersinde bankaların son iki yıllık dönemde aşır kar elde ettiğini düşünenlerin oranı yüzde 88,33 gibi çok yüksek bir seyirde gerçekleşmiştir.
– Yönetim otoritesinin de savunduğu gibi, firmalar arasında cari işlemler açığını enerji tüketimine ve petrol fiyatlarındaki artışa bağlayanların oranı yüzde 88,33 oranında gerçekleşmiştir.
– Firmaların yüzde 72,5`i kesinlikle ithalata yönelik olarak çeşitli kısıtlamalar getirilmesini istemektedir. Firmaların yüzde 67,50`si ise tarife dışı engellemeler yapılmasını istemektedir.
– Firmaların yüzde 99,17`si devletin yerli ara malı üretimine destek vermesini istemektedir.
– Firmalar birçoğu enflasyonda ve cari işlemler açığında ve Dolar/ TL kurunda artış beklerken, Euro kurunun aynı seviyelerde kalacağını tahmin etmektedir. Faiz ve işsizlik oranlarının artacağını düşünenlerin ve aynı seviyede kalacağını belirtenlerin oranı hemen hemen aynıdır. Ekonomik beklentiler kısmında belirtilen bu maddelerin hepsinde azalacak diyenlerin oranı diğer verilen cevaplara göre çok daha düşük kalmaktadır.
Firmalar, cari işlemler açığının bu yıl içerisinde de ülke ekonomisi için sorun olacağını düşünmektedir. Ayrıca global ekonomik krizin şu anki durumu ve önümüzdeki dönemde de nerelere ulaşabileceğinin tahmin edilememesi, çevremizdeki ülkelerle yaşanan sorunların artması ve dolayısıyla ihracat pazarlarının daralabileceği endişesi ile yerli malı kullanımına destek verilmesi ve iç pazarın olası bir ihracat şokuna alternatif pazar olarak oluşturulmasını beklemektedirler.
Leave a Reply