Hakan Aktaş, Ekonomistler Bülteni Yayın Koordinatörü

 

Her ay Dış Ticaret Endekslerinin açıklanacağı zaman yaklaştıkça heyecanlanmamak elde değil. Geçen hafta sonu açıklanan Haziran endekslerine baktığımızda artışların (hem ihracat hem de ithalatta) birbirine yakın oldukları gözükse de, ithalatın dış ticaretimizde çok daha büyük bir paya sahibi olması sebebiyle, artıştan da aynı büyüklükte etkilenmesi kaçınılmaz bir gerçek.

İthalatta geçen yılın aynı ayı, birim değer endeksi 2010’a göre tarım ve ormancılıkta %43,6 artış göstermesi belki de en dikkat edilmesi gereken durumlardan biridir. Bu dalgalanmaları olumlu yönde değiştirebilecek kararlar konusunda hükümetimizin aldığı bazı önlemleri içeren ve Sanayi Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesinden söz edebiliriz. 2011 ve 2014 yılları arasındaki Türkiye Sanayisinde atılacak adımlara yönelik projeksiyonları içeren belgede, sorunlar – adımlar – çözümler sıralaması ile bir yön çizilmiş. Burada Dış Ticaret başlıklarını incelediğimizde, aslında uzun zamandır dile getirdiğimiz sorunlar üzerinden tekrar geçilmiş gözüküyor. Farklı olan ise; Dış Ticarette çözüm yolunun ihracat odaklı çözülebileceğine, İhracatında mevcut temelinin güçlendirilmesinin Ulaştırma altyapısında ciddi düzenlemelere gidilmesi ile olacağına inanılıyor. Gerçekten önemli bir adım ve bakış açısı. Eğer siz su kanalındaki engelleri kaldırabilirseniz debiyi de yakalayabilirsiniz.

Yıllardır bahsettiğimiz ulaştırma sorunlarına ilk defa Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesinde toplu olarak değinilmiş. Öncelikle hükümet, kara ulaşımının artık ihracatta çok yer kapladığının ve ciddi bir maliyetle ihracatçıya yansıdıgının farkındadır. Varolan karayolu potansiyeli ile ihracatın hem birim miktar olarak artması hem de maliyetlerinin düşürülmesi pek olanaklı görünmüyor. Yapılan çalışmalarda karayolunu bir ana ulaştırma yönteminden çıkarıp, daha çok bir ara ulaştırma yöntemine döndürülmesi yönünde tasarlandığını anlıyoruz. Özellikle kombine taşımacılık mantığının hızlı bir şekilde oturtulmasını öngören rapor demiryolunun, ticaret ve liman merkezlerine ulaştırılmasına yönelik planlarını da ortaya koyuyor. Uzun yıllardır bahsedilen ve ne yazık ki gerekli ilerleme gösteremeyen “Lojistik Köy” çalışmalarından burada yine bahsedilmiş ve projenin, raporun süresi içerisinde tamamlanması yönünde karara varılmış. Ayrıca bu köylerin kombine taşımacılıkla entagrasyonu içine yeni çalışmalardan bahsedilmiş.

 Raporda detaylara çok inilmemiş ama bahsi geçen konular açısından sonuç odaklı yaklaşımların olması, detaylarının üzerinde de yogunlaşıldığını gösteriyor. Bu hedeflerin tamamlanması için yaklaşık üç sene var ve olumlu neticelerini ihracat endekslerinde en kısa sürede görmeyi umut ediyoruz.