İşsizlik Oranları Nereye Gidiyor?

Ülkemizin bir numaralı ve en önemli ekonomik sorunu işsizliktir. İşsizlik sorununun ortaya çıkmasında hızlı nüfus artışı, tarım sektöründeki çözülme, kadın ve genç istihdamının düşüklüğü, işgücü niteliğinin sanayinin ihtiyaçlarına cevap verememesi, yüksek faiz ortamı, hızlı teknolojik değişmeler ve artan rekabet ortamındaki nitelikli işgücü gerekliliği, kamu ve özel sektörde yatırım yetersizliği, işgücü piyasasının yapısal özellikleri, kentleşme ve bölgeler arası gelişmişlik farkları gibi sorunları sıralamak mümkündür.

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan işgücü istatistikleri verilerine göre, Türkiye genelinde, 2017 yılında istihdam oranı %47.1’e ulaşarak geçen yıla kıyasla artış gösterdi, işsizlik oranı ise değişmeyerek sabit kaldı. Erkeklerin istihdam oranında 0.2 puanlık düşüş yaşanırken, kadınlarda 0.4 puanlık bir artış görüldü. Tablo 1’de de görüldüğü üzere işsizlik %10.9 oranında kalarak istenen düzeylere gerilemedi. Yıllardan beri orta gelir tuzağında olduğu konuşulan ülkemizde, bunun üzerine bir de “işsizlik tuzağı” eklenmiş oldu. Nitekim bu oran sadece kayıtlı işsizlik rakamlarını içeriyor.

Tablo 1: İşgücü İstatistikleri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: TÜİK

Aynı dönemde, 15-64 yaşları grubu işsizlik oranı önceki yıla göre sabit kalmakla birlikte  %11.1 olarak gerçekleşti. Genç nüfusa bakıldığında ise 1.2 puanlık bir artış gözlenmekte. İstihdamdaki 1.1 puanlık artışın, genel çerçeveye bakıldığında “kaliteli” bir artış olmadığını da gösteriyor. Mevcut işsizlik sabit kalırken, erkeklerde işsizlik oranı azalıyor ancak kadın ve gençlerde artıyor. Buna göre istihdamın yapısında kadın ve gençler, gittikçe ekonomik yaşamın dışında kalıyorlar. Bu değişim sosyo-ekonomik yaşamı yakından etkilediği için istihdamın yapısındaki değişimin özelliklerine de dikkat etmek gerekiyor.

Şekil 1: İşsizlik Oranlarının Yaş, Cinsiyet ve Yıllara Göre Dağılımı

Kaynak: TÜİK

Özellikle Türkiye’de nüfusun yarısını oluşturan kadınların üretimde ve ekonomide yeterince yer almadığı rakamlardan net bir şekilde görülüyor. Kadınlardaki işsizlik oranının erkeklere göre son 4 yıldır daha yüksek seviyede olduğu görülmekte. Kısaca işsizlik artarken kadın erkek eşitsizliği de büyüyor. Genç kadın (15-24 yaş) işsizlik oranı 2014 yılında %33.1 iken 2017’de %41.2’ye yükseldi. Yani iş arayan her 10 genç kadından sadece 6’sı iş bulabiliyor. Öte yandan genç erkek nüfusu işsizlik oranı da yıllar itibariyle %23.2 ile %25.4 arasında değişkenlik gösteriyor. 15-64 yaşları arasındaki kadın işsizlik oranlarında düzenli bir şekilde artış görülmesi de rakamlardan ortaya çıkan bir diğer önemli sorun.

Kadınların eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görülüyor. Bu noktada eğitimin önemi de bir kere daha önce çıkmış oluyor. Kadınların genellikle erkeklerden daha düşük ücret aldığı, işyerlerinin büyük çoğunluğunda çocuk bakım tesislerinin olmadığı, çalışan nüfusun büyük çoğunluğunun özel kreş veya anaokulu masrafını karşılayacak gücünün olmadığı, toplumda çocuk bakımının genellikle annenin görevi olarak kabul edildiği göz önünde bulundurulduğunda, haneye gelir getirecek kişi olarak daha yüksek ücret elde etme olanağı olan erkeklerin tercih edildiği, kadınların ise aile bakımı ile yükümlü sayıldığı söylenebilir. İşyeri ölçeğinde ve yerleşim mekanı ölçeğinde çocuk bakımının ücretsiz sağlandığı tesislerin kurulması bu süreci kolaylaştıracak ve kadınların ekonomide daha fazla rol üstlenmelerine katkı sağlayacaktır.

Şekil 2: Kadın-Erkek İşsizlik Oranları

Kaynak: TÜİK

Sanayi ve tarım gibi sektörler, Türkiye’de, ağırlıklı olarak niteliksiz işgücüne dayalı üretim yaptıkları için bu sektörlerdeki gelişme nitelikli işgücü istihdamına da tam olarak yansımamaktadır. Tablo 2’de de görüldüğü üzere hizmet sektöründeki işsizlik oranında son dönemde büyük bir artış yaşanırken, tarım ve sanayi sektörlerinde işsizlik yaklaşık olarak aynı oranlarda seyrediyor.

Türkiye’nin işgücünün eğitim yapısı dikkate alındığında özellikle niteliksiz veya yarı nitelikli işgücü istihamı yüksek olan imalat sanayisine yeniden ağırlık vermesi, tarımı modernleştirmesi ve eğitim sistemini bu hedefler çerçevesinde işgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre gözden geçirmesi işsizlik sorununun çözümü için de önemlidir.

Tablo 2: Sektörel İşsizlik

  Toplam Tarım Sanayi  Hizmet   Tarım
(%)
Sanayi
(%)
Hizmet
(%)
2016 27 205 5 305 7 283 14 617 19,5 26,8 53,7
2017 28 189 5 464 7 478 15 246 19,4 26,5 54,1

Kaynak: TÜİK

Yukarıdaki tespitler ve istatistiklerden de görüldüğü üzere, işsizlik özellikle kadınlar ve gençler açısından çok daha ciddi boyutlarda sorun olarak yaşanmakta. Bu süreçte Türkiye’nin bu ana ekonomik sorunu çözmeye yönelik uzun vadeli planlar geliştirmesi ve işgücü piyasasını günün gereklerine uygun hale getirecek uygulamalar ve politikalar geliştirmesi büyük önem taşımaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.