Yunanistan’ın mali programın uzatılması ve borçların ertelenmesi isteğinin, IMF tarafından kabul edilmemesi ardından, dün gece yarısı IMF’den gelen gece yarısı açıklamasıyla; ‘ Yunanistan’dan bu saate kadar bir ödeme yapıldığı bilgisi gelmedi.’ Yunanistan’ın teknik iflası gerçekleşmiş oldu. Bu arada Avrupa İstikrar Mekanizması’da mali yardım programının vadesi dolması nedeniyle kalan 1,8 milyar Euro’luk kredi diliminin ve bankalara ek sermaye yaratması için ayrılan 10,9 milyar Euro’luk tutarında iptal edildiğini belirtti. Bunun üzerine Kredi derecelendirme kurumu Fitch’de Yunanistan’ın uzun vadeli kredi notunu “CCC” den “CC” ye düşürdü. Daha önce bir diğer kredi derecelendirme kuruluşu S&P’de Yunanistan’ın uzun vadeli kredi notunu “CCC” den “CC” ye yani yatırım yapılamaz, çöp seviyeye düşürmüştü.

Bu Yunanistan’ın teknik olarak ilk iflası da değil. Yunanistan daha önce; 1826, 1832, 1843, 1860, 1878, 1894 ve 1932 yılları arasında da borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmişti. Sekizinci kere temerrütte düşen Yunanistan, aynı zamanda IMF olan borcunu ödeyemeyen ilk gelişmiş ülke ünvanına da sahip oldu. Bu liste de daha önce Somali, Vietnam, Zimbabve, Sudan, Liberya gibi ülkeler vardı.

Yunanistan nasıl bu duruma geldi?

Yunanistan’ın bu duruma nasıl geldiğinden önce mevcut verileri kontrol etmekte fayda var. 11 Milyonluk Yunanistan nüfus açısından İstanbul’dan dahi küçük bir konumda bulunmaktadır. Dün gece yarısı IMF’e olan 1,6 Milyar Euro’luk borç taksitini ödeyemeyecek konuma gelen Yunanistan’da, toplam borç ise 339 Milyar Euro civarında bulunmaktadır. Kişi başına düşen milli geliri 15.500 Euro ile Türkiye’den daha iyi bir konumda bulunan Yunanistan’da kişi başına düşen borç ise 30.625 Euro ile bu denli küçük bir ülke için kolayca ödenemeyecek bir konuma ulaşmıştır. Yunanistan’da toplam borcun milli gelire oranı ise %197 seviyelerine kadar yükselmiş durumda bulunmaktadır.

30 Haziran günü 1,6 Milyar Euro’luk tutarı ödeyemeyen Yunanistan’ın 2015 yılı içerisinde ödemesi gereken tutar ise 27 Milyar Euro civarında bulunmaktadır. Kısacası Cuma günü yapılacak olan kemer sıkma referandumu için Yunan Halkının çok da fazla bir seçeneği bulunmamaktadır. Yunanistan’ın nasıl bu duruma geldiğine değinecek olursak;

  • Üçüz Açık: Yunanistan’da 1975 sonrası yatırım ve tasarrufların milli gelire oranı sürekli düşüş kaydederken, bütçe açığı ve cari açığın milli gelire oranı ise giderek yükselmiştir. Kamu borç stoku da bu dönemde yüzde 193’lerin üzerine yükselmiştir. Yunanistan’da tasarrufların milli gelire oranı 2015 yılı yüzde 9’un altına gerilemiş durumdadır. Bütçe açığının milli gelire oranı 2015 yılında yüzde -2,1 iken, 21 Milyar Euro’luk dış ticaret açığı bulunan Yunanistan’ın cari açığı ise turizmin etkisiyle yüzde 0,6 seviyesinde bulunmaktadır. Turizm halen Yunanistan’ın en önemli gelir kaynağı konumundadır. Turizm gelirlerinin milli gelirdeki payı Yunanistan’da yüzde 18 konumunda bulunmaktadır.

Yunanistan’da Tasarrufların Milli Gelire Oranı

greece-gross-domestic-savings-percent-of-gdp-wb-dataİşsizlik: Yunanistan’da özellikle 2008 – 2009 kemer sıkma politikalarının kabulünün ardından işsizlik Yunan halkını etkileyen en önemli sorun haline gelmiştir. İşsizlik oranı Yunanistan da 2008 yılında Eurostat verilerine göre yüzde 7,8 iken 2009 yılında bu rakam 9,6’ya, 2010 yılında ise yüzde 12,7’ye kadar yükselmiştir. Daha sonraki yıllar da işsizlik sorunu katlanarak devam etmiş ve bu oran 2011 yılında yüzde 17,9’a, 2012 yılında yüzde 24,5’e, 2013 yılında ise yüzde 27,5’e yükselerek tarihi seviyelere yükselmiştir. 2015 yılında ise bu rakam yüzde 25,6 seviyesinde bulunmaktadır. Kemer sıkma politikalarının getirmiş olduğu ekonomik durgunluk ve tasarruf azlığı nedeniyle yatırımların bir türlü istenilen seviyeye çıkartılamaması, Yunanistan gibi ekonominin yüzde 40’ı kamunun elinde olan bir ekonomi de son 7 yılda yeni bir iş yaratmayı bırak mevcut işlerin dahi korunamamasına yol açmaktadır.

Untitled2

Yunanistan hakkında olan genel kanının aksine Avrupa’nın en çok çalışan ülkesi konumundadır. Haftalık çalışma saatleri göz önüne alındığında Yunanlılar hafta da ortalama 42 saat çalışmaktadır. Avrupa ortalaması bu anlamda 37,2 saat iken Yunanlıları çalışma saati konusunda 39,3 saatle Portekizliler, 38 saatle ise İspanyollar izlemektedir. Ancak Yunanistan da sorun çok çalışmakta değil verimli ve efektif çalışamamaktan, yatırımları arttıramamaktan kaynaklanmaktadır.

Untitled3

  • Giderler Artarken Gelirler Azaldı: Yunanistan’da bütçe açığı ve cari açığın özellikle 2008 sonrası giderek artması yüksek seviyede olan çalışan ve emekli maaşlarıyla birleşince, kamu açıklarının giderek artmasına bu da bütçe dengesinin bozulmasına yol açmıştır. Teknolojiyi üretime entegre etmeyi başaramayan Yunanistan’da çalışma saatleri giderek artarken, verim giderek düşmüştür. Maaşlardaki yüksek seviye üretimin ve gelirlerin artmamasına rağmen giderler tarafında giderek daha büyük bir yükün devlet bütçesini etkilemesine ve maaşların bile dış borçlanmalarla ödenmesi zorunluluğuna yol açmıştır. Drahmi’den Euro’ya geçişle birlikte paranın üzerinde olan kontrolünü de kaybeden Yunanistan, AB’de ki deflasyonist ortamında etkisiyle müdahale anlamında savunmasız kalmıştır.
  • Giderler kısmına tekrar dönmek gerekirse 11 Milyonluk Yunanistan’da aylık ortalama 2,6 Milyon kişi emekli maaşı almaktadır. Ortalama Aylık Emekli Maaşları ise Yunanistan’da 882 Euro civarında bulunmaktadır. Bu rakam 2008 yılında 1400 Euro’nun dahi üzerinde seyretmekteydi. Yunanistan 2015 yılı itibariyle 882 Euro’luk emekli maaşıyla Avrupa’da emekliye bütçeden en yüksek payı ayıran ülke konumunda bulunmaktadır. Yunanistan’da emekli maaşları harcamasının milli gelire oranı yıllık ortalama olarak yüzde 17 seviyesindedir. Avrupa’nın diğer ülkelerinde emekli maaşı işe şu şekildedir. Fransa’da aylık emekli maaşları ortalama 1032 Euro, İspanya’da 1021 Euro iken, Portekiz’de bu rakam 883 Euro Almanya’da ise 760 Euro seviyesindedir. Avrupa’nın görece daha küçük ülkeleri olan Polonya’da aylık emekli maaşı ortalaması 504 Euro iken, Litvanya’da bu rakam 242 Euro seviyesindedir.

BN-HD950_GKPENS_G_20150227115651 (1)

 

Syriza’nın Hiç mi Suçu Yok?

SYRIZA 25 Ocak Seçimleri öncesi hükümeti almaları halinde tüm yapılan anlaşmaları iptal edeceklerini söylemişti. O dönemde Avrupa’da sol rüzgarı esiyor söylemlerini sıkça duymamızı sağlayan Aleksis Çipras öncülüğündeki SYRIZA, AB ile yapılan müzakerelerin tıkanması noktasına gelmesiyle 5 temmuz için referandum kararı almıştır. Dün IMF’e 1,6 Milyarlık borç taksitini ödeyemeyen Yunanistan bugüne kadar eski anlaşmaları sonlandırmayı bırakın içerisinde KDV artışı, taşınmazlara uygulanan verginin yükseltilmesi, erken emeklilik haklarının kaldırılması gibi maddeleri içerek ve gerçekte SYRIZA’nın teslim oluşunu simgeleyen yeni 8 milyar euroluk bir kredi paketini içeren anlaşmayı geçtiğimiz günlerde kreditörlere sunmuş ancak kreditörler bu tavizleri görmezden gelmişlerdi. 2008’den 2015’e yaklaşık olarak yüzde 25 küçülen, yüzde 18 işsizlik artışı yaşayan, kişi başına geliri 6 bin Euro düşen Yunanistan’ın önünde referandum öncesi çok fazla bir seçenek bulunmamaktadır. Yaklaşan referandum öncesi Çipras son bir hamleyle bugün içinde Avrupalı liderlerin 28 Haziran’da sunduğu öneriyi şartlı kabul ettiğini açıkladı. Yunan adalarında uygulanan vergilerin yüzde 30’a çıkarılması maddesine itiraz eden Çipras, emeklilik yaşının 67’ye çıkarılmasının da 2022’ye dek kademeli olarak gerçekleştirilmesini talep etti. Çipras’ın önerisinin bugün Eurogroup toplantısında nasıl karşılanacağı ise merak konusudur.

CIyFtIzWIAADS_Y

Çipras ÖIü bir imparator oImaktansa yaşayan bir diIenci oImayı tercih etti

Syriza 2015’teki seçim zaferinin ardından özgün programından sapıp, sermaye sahipleriyle uzlaşmayı hedefleyen politikalar belirlemiştir. Avrupa Liderleri ile borcun ödenmesi için yapılan müzakere talebi zaten tamimiyle teslim olunduğunu gösteriyordu. Syriza’nın ne yardan ne serden vazgeçen tutumu hem kemer sıkma politikalarına ve kreditörlerle bir anlaşmaya varma konusunda ısrarını sürdürmesine hem de toplumsal reformların rafa kaldırılmasını geciktirerek halkın gözündeki imajı koruma çalışmasına neden oldu. Sonuç olarak Syriza düğümlenerek bugün AB ile anlaşabilmek için daha fazla ödünler verme peşinde koşan ve seçilmek için arkasına savunduğu tüm argümanları geride bırakan bir parti konumuna gelmiştir. Kısacası Aleksis ölü bir imparator olmaktansa referandum da evet çıkması halinde yaşayan bir dilenci olmayı tercih etmiştir.

CIyUcG1WUAAopMX

Yunanistan’ın Borcunu Biz Ödeyelim

Yunanistan’ın 30 Haziran’da vadesi dolan 1,6 Milyar Euro’luk borcunu ödeyememesi, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün bir basın toplantısı gerçekleştirerek borcun Türkiye tarafından ödenmesi önerisini ortaya çıkarmıştı. Birçok tepkiyle karşılaşılan bu önerme aslında yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ağzından düşmeyen “IMF’e borcu sıfırladık şimdi de 5 Milyar Euro borç verdik” söylemiyle de uyumlu gözükmektedir. Yunanistan’ın sıkışmış olduğu bu durum karşısında böyle bir borcun üstlenilmesi, kısa vadeli sorunları ötelese de Yunanistan’da temel sıkıntıların artarak devam etmesine yol açacaktır.

Ekran Alssıntısı

Yunanistan halkının bir an önce referandumdan çıkıp kendi tarihini kendisi belirlemesi gerekiyor. Hem Yunan halkı bu konu da yalnız da değil. Beceriksiz siyasetçilerin ülkeyi bugüne kadar soktuğu borç batağını temizlemek için tüm Dünya’dan Yunanistan’ın 1,6 Milyar Euro’luk indiegogo.com üzerinden yardım toplanmaktadır. Bir toplu fonlama sitesi olan indiegogo.com’da Yunanistan için son üç günde toplanan para ise 782 bin Euro’yu bulmuş durumdadır. 3 Euro’luk bağışla Alexis Çipras’dan bir posta kartı, 6 Euro’ya Yunan fetası ve zeytinyağlı salata, 10 Euro’luk bağışla bir şişe ouzo, 25 euro’luk bağışla da bir şişe Yunan şarabı kazanabileceğiniz bu fonlama da 5000 euro bağışlamanız koşulunda 2 kişilik bir haftalık Yunan tatili de yapabiliyorsunuz. Tüm bankaların kapalı olduğu ve nakit sıkışıklığı çekilen bir durumda 5000 Euro’luk bağış yapmaya karar verdiyseniz Yunanistan tatili öncesi Prof. Dr. Burak Arzova’nın bugünkü yazısını okumadan tatil planınız tamamlamayın.